iki kadın
Seni görmek istemiyorum. Kadın. İnsan. Birey. Seni görmek istemiyorum.
Kendini bana bırakmıyorsun.
Bırakmamı bekliyorsun. Sevmemi bekliyorsun. İlişkide oynanan küçük oyunları oynamamı, beyaz yalanlar söylememi istiyorsun.
Tekrar etmek istiyorsun.
Daha önce yaşadıklarını benimle tekrar etmek istiyorsun. Bana aşık olmak istiyorsun. Ciddileşmeye gerek yok diyorsun. Kendine yalan söylüyorsun.
Özgürlüğüne izin vermiyorsun.
Burada değilsin. Başkalarını tanımanı istiyorum. Ben tanıyorum. Birçok insan görüyorum.
Sen hala peşimden koşuyorsun. Seninle birşey yaşamak istediğim ne malum diyorsun. Güç elinde sanıyorsun, kendini kandırmayı deniyorsun.
Politik oyunlar oynamamıza gerek yok. İkimiz de bitkiniz, güçsüzüz. Bari seninle yalanlaşmayalım.
Beni tüketebilirsin.
Her köşe başı elimdesin. Her sokak koynumdasın. Her akşam yatağımdasın. Ama soyunurken sırtını dönüyorsun. Çıplaklığımdan, çıplaklığından kaçıyorsun. Seni gurura bağlayan bir şeyler var, bir takım prangalar. Farkındayım.
Haritalar çiziyorum belinin ezgisinde.
Sana utanç verici şiirler yazmak istemiyorum. Güzelsin evet. Pragmatik olalım istiyorum. Oyunlarından, çocukluğundan, kararsızlığından, kendine olan yalanlarından çok sıkıldım.
Ben burada bir yerlerde bekliyorum. Bir gün yolun düşecek elbet.
Asıl o zaman kendini nasıl kandıracaksın, başkalarını bırakıp geleceksin.
Tu me dis : J’ai des amis tu sais? J’en ai pas besoin d’autres.
Je veux rester amis, certes. Cela te dérangeait y’a pas longtemps. Maintenant tu fait comme si rien ne s’était passé.
Cela ne m’empêche pas de t’embrasser. Non?
Pardon, je suis désolée.
Pas de soucis mon petit chat. Ça arrive…
Sömür beni. Öp beni. İt beni. Yere kapakla. Ne yaparsan yap, ama bir şey yap. Lütfen daha fazla konuşma.