bir kadın
İlişkide olmak kolay iş değil. Hele genç yaşlarda hiç kolay değil. Yirmilerinde tanışıp evlenen insanları anlamakta güçlük çekiyorum.
Anlamayı deniyorum aslında, empati kurabiliyorum, sebeplerini, hislerini, düşüncelerini ve yaşadıklarını canlandırabiliyorum. Sadece kendimi onların yerine koyamıyorum. Oysaki bu genç yaşımda bile yıllar süren birkaç ilişkim oldu. Birkaç hem de, bir tane bile değil.
Ne oldu da uzaklaştık. Aramıza ne girdi?
Eskiden hayat girdi derdim. İlişkinin sonlanmasının bütün yükünü tek başıma kaldırmamam gerektiğini anlamaya çalışıyordum. Neticede hayatta kontrolümüz altında olan şey sayısı sıfıra yakın. İlişkinin sonunu hayatı bağlamak elbette işleri kolaylaştırıyor.
Aramıza hayat mı girdi?
İnsanın bazen tek başına büyümesi gerekiyor, ki sonrasında bir başkası ile de büyümeye devam edebilsin. İlişkilerde zamanlama çok önemli. Aynı « headspace » de olabilmek oldukça zor bir iş. Büyüdükçe sevmenin yetmediğini, ve sadece bir başlangıç olduğunu anlıyorsun. Hislerin daha yolun başı olduğunu, maceranın kendisinin aşk olmadığını fark ediyorsun.
Daha kaç vücut tanımamız gerekiyor?
« Dating App » denilen şeylere felsefi olarak karşı olmak yetmiyor. Evet insanları sadece ekranda bir beğen tuşuna indirgemek, hayal edemeyecek kadar hızlı bir tüketime sokmak doğru bir iş değil. Ama insanız ya, bu bataklara hepimiz ister istemez düşüyoruz. İnsanın bazen sadece beğenildiğini bilmesi bile yetiyor. Bir buluşmaya çıkmak, konuşmak, gezmek, içmek… Uygulamalar tüketici olabilecekleri kadar yapıcı da olabiliyorlar. Düzgün kullanmasını bilmek gerek. Ya da sizi tüketmesine izin vermek. Biraz yorulalım ki karnımız doysun.
Telefon numaramı peçeteye yazdım, kahve içmek istersen yaz bana.
Tanışmak istediğiniz insanın yanına gidip ismini sormak kadar heyecanlı bir şey yok. Sokakta birinin yanına gitmek, barda, kafede birine iltifat etmek, ya da tam tersine sizin yanınıza gelmeleri, telefon numaranızı, instagramınızı istemeleri. İnsanın sevildiğini bilmesi güzel de, sevebildiğini bilmesi başka bir hoş.
« J’ai des amis tu sais. J’en ai pas besoin d’autres »
Seksin sonucu ilâha ilişki olmak zorunda mı? Aşık olmadan, arkadaşlık çerçevesi içinde cinsel bir partner olabilir mi? İnsanlar neden oyun oynamaya bu kadar meraklı? Keskince dürüst olabilmek neden bu kadar zor? Vücut tüketmek diye bir şey olabilir mi? Cinselliğimiz kapitalistleşiyor mu? Romantiklere (dönem olarak) dönmek, tek partnerlik neden moral üstünlük, norm olarak görülüyor?
Cinselliği prangalamak histeridir.
Kiminle o zaman? Kimlerle?